Araçlar günümüzde adeta bir kasa gibi tasarlanmaktadır. İçlerinde olası kazaları en az hasarla atlatmayı sağlayan güvenlik önlemleri ve kazaları önlemeye yarayan güvenlik sistemleri bulunur. Ama motorlara baktığımızda bu unsurların çoğunun olmadığını görüyoruz. Motorlar açık yapılı araçlardır. Bunun yanında motorlarda alanlarda dar olduğu araçlarda kullanılan birçok özelliği motor uygulamak imkânsız olmaktadır. Peki, 2023 yılında kask takmama cezası ne kadar? İşte bu soruya dair merak edilen detayların tamamı!

Bu nedenle araçlarında güvenle seyahat etmek isteyen kullanıcıların kendi önlemlerini alması elzemdir. Motor severlerin olası bir kaza sırasında zarar görmemek için kullanabileceği birçok ekipman bulunmaktadır. Bunların en başında ise kask gelmektedir. Çünkü bir motor kazasında sürücü en ölümcül yaraları başından almaktadır. İstatistikler incelendiğinde sürücünün normalde kırıklarla olayı atlatabileceği hafif kazalarda bile kask takmadığı için olayların ölümlerle sonuçlanabildiği görülmektedir.

Bu nedenle Trafik Cezası madde 78/1-b uyarınca motosiklet kullanıcılarının trafikte kask olmadan seyrederken yakalanması durumunda kendilerine ceza kesilmektedir. 2023 yılı itibariyle sürücülere verilen ceza 437 TL’ye çıkarılmıştır. Ayrıca sürücünün ehliyetine 15 ceza puanı işlenmektedir. Elbette ki bu cezada da indirim uygulaması geçerlidir. Sürücü eğer ceza kendine tebliğ edildikten itibaren 15 gün içinde ödeme yaparsa yüzde 25 indirim yapılmaktadır.

İndirim konusunda ne yazık ki diyoruz çünkü sürücüler ne kadar az ceza öderlerse caydırıcılığı da o kadar az oluyor. Haliyle bilinçsiz olan ve canlarını hiçe sayarak trafiğe çıkan sürücülerin sayısı da giderek fazlalaşıyor. Geçmişte bu ceza çok az azdı. 2022 yılında sürücülere sadece 196 TL ceza kesiliyordu. Birçok sürücü özellikle kısa mesafelerde kask takmaya gerek duymuyordu. Bu nedenle binlerce kişinin canın olduğunu söyleyebiliriz. Umarız ilerde kask takmamanın cezaları daha da ağırlaştırılır ve bu sayede daha az can kaybedilir.

Kask Takmayınca Ne Olur

Sürücüler kask takmadığında en basit anlamıyla trafik polisleri tarafından yakalanır ve kendisine ceza kesilir. Ama maddi kısmının yanında kask takmamanın birde sağlık ve sosyal yönü olarak insanı olumsuz etkileyecek bir yönü bulunmaktadır. Kask dediğimiz koruyucu ekipmanın üst kısmında sert malzemeden yapılma bir kısım bulunur. İç kısmında ise gelen darbeyi emen çok daha yumuşak bir alan bulunur. Kaskın kafasından çıkmaması içinde alt kısmında emniyet kayışları bulunur.

Çarpışma durumunda doğru şekilde takılmış olan kask kafayı çepeçevre sardığından dolayı darbenin çoğunu kendi üstüne alır. Bunun yanında boynu korur. Kazanın büyük olması durumunda bile sürücü hafif bir kafa ya da boyun travması ile kazayı atlatabilir. Ama kaskın takılmadığı motosiklet kazalarında emniyet kemeri ya da hava yastığı olmadığı için sürücü çarpışmanın verdiği hızla araçtan ayrılır ve şiddete göre bazen metrelerce uzağa fırlar.

Eğer kafasında kask olmazsa aldığı ivmelenme ile birlikte kafasını zemine vurur. Kafatası her ne kadar dayanıklı bir yapıya sahip olsa da böyle bir çarpmaya mukavemet gösteremez ve kırılır. Tabi her zaman kafatasında kırılma olmayabilir. Çarpışmanın açısına göre bazen yük omurgaya ya da boyun omuruna binebilir. Bu durumda da kırılma burada ki kemiklerde gerçekleşir. Neticesinde sürücü bir sağlık kurumuna gidene kadar yaşanan kırıklar travma oluşmasına sebep olur.

Gelişmiş tıp uygulamaları sayesinde beyin içi ödemleri, kanamalar tedavi edilebilmektedir. Ama sürücünün tedavisi aylar sürmektedir. Bazı kazalardan sonra sürücü motor fonksiyonlarda kayıplar yaşayabilmekte ve fizik tedaviler ile ancak eski hayatına dönebilmektedir. Boyun omurlarında ve omurgada oluşan kırıklarda ise çok daha vahim senaryolar ortaya çıkmaktadır. Bunlardan en bilineni ise felçtir.

Kırılmanın olduğu bölüme göre sürücü vücudunun bir kısmını ya da hepsini hareket ettirme yetisini kaybedebilir. Haliyle bütün hayatını tamamen değiştirmek zorunda kalır. Artık eski yaşamına dönemez. Tüm bu kötü durumları yaşamaktan sürücüyü uzaklaştıracak olan şey ise kaliteli bir kasktır. Dolayısıyla kasklar güveli sürüş konusunda hemen her zaman önemli olan bir ekipman olarak karşımıza çıkar.

Motorda Kask Takmama Cezası Ne Kadar

Motor sürerken kask takmayanların cezası 437 TL ve 15 ceza puanı olarak belirlenmiştir. Hem sürücünün hem de arkasında ki yolcunun kask takması zorunluluktur. Sürücünün olası bir kazada daha az yara alması için full-face denilen kafayı ve yüzü çepeçevre saran kasklardan kullanması gereklidir. Kask seçimi yapılırken parayı ikinci plana atması ve kaliteli malzemeden yapılmış kafaya tam olarak oturan bir kask seçmelidir. Kaskların ECE, DOT gibi uluslararası standartlara uyup uymadığı da kontrol edilmelidir.

Her ne kadar sürücülerin sadece kask ve koruma gözlüğü takması zorunlu olsa da esasında vücudun kazalardan daha az zararla çıkması için birçok farklı ekipmanın bir arada kullanılması şarttır. Bunlar;

• Motosiklet montu
• Motosiklet pantolonu
• Motosiklet botu
• Motosiklet eldivenidir

Ayrıca sürücüler bu ekipmanların yanında sırtlık, dizlik gibi ekstra sert malzemeden yapılma parçalarda takabilirler. Burada ekipmanların kaliteli olması; olmazsa olmaz bir kural olarak karşımıza çıkar. Bundan dolayıdır ki motosiklet ekipmanlarını satın alırken mutlaka dikkatli bir araştırma sürecini yakıdan takip ediyor olmanız şarttır.

Her ne kadar tüm bu ekipmanları toplamak oldukça pahalı olsa da gereklilik diyebiliriz. Çünkü bu ekipmanların her biri özel olarak sürücüleri korumak için tasarlanmıştır. Pantolonlar kevlar, deri gibi sert malzemelerden üretilmektedir. Bir kaza anında sürücünün sürüklendiğinde deri kaybı gibi sorunlarla karşılaşmamasını sağlar.

Motosiklet botları ise konforlu ve koruyucu bir üründür. Ayak bileklerini sararak kaza anında kırılmaların önüne geçmektedir. Montlar ise deri gibi malzemelerden yapılırken iç kısımlarda astar şeklinde kevlar kullanılabilmektedir. Montlarda sırt korumasına önem verenler için geniş cepler bulunmaktadır. Sürücüler sert plastik ya da kauçuk gibi malzemeden yapılma özel ekipmanları bu ceplere koyarak güvenliği artırabilmektedir.

50 CC Kask Takmak Zorunlu Mu?

Sürücüler her ne kadar 50 cc altı araçları, elektrikli motosiklet ve scooterları hızları düşük olduğundan bir nevi oyuncak gibi görseler de bu araçlarda da koruma kullanmak oldukça önemlidir. Çünkü trafik kazaları çift taraflı düşünülmemelidir. Sürücü hatasından olabilecek kazalar kadar trafikte ki diğer sürücülerin hatasından doğan kazalarda olabilmektedir. Her gün binlerce kişi dikkatsiz bir sürücünün kendilerine çarpmalarından dolayı zarar görmektedir.

Bu nedenle düşük hızlara sahip araçlarda da kask kullanılması zorunludur. Kullanmayan sürücülere aynı şekilde 437 TL para cezası kesilmektedir. Hatta bu araçlarda da sürücüler eldiven ve dizlik gibi koruyucu ekipmanları kullanmalıdır. Koruyucu ekipmanlar kullanmadığı için kendine kesilen cezalara itiraz etmek isteyen sürücülerin 15 gün içinde Sulh Ceza Mahkemelerine başvurması gerekmektedir. Yapılacak itiraz içinse aşağıda ki belgeler gerekir;

• İtiraz dilekçesi
• Ceza ibraz belgesinin fotokopisi
• Ruhsat fotokopisi
• Ehliyet fotokopisi
• Kimlik fotokopisi

Cezasına itiraz etmeyip hızlıca ödemek isteyenler ise internet üzerinde Gelir Dairesi Başkanlığının sitesine girip online olarak ödemelerini yapabilirler. Ayrıca PTT şubelerine ve Vergi Dairesine de cezalar ödenebilir. Tüm bu bilgiler ışığında motosiklet kullanıcıları açısından kasklar hemen üzerinde dikkatli bir şekilde durulması şart olan ekipmanlar olarak karşımıza çıkar.

HGS etiketini cama yapıştırmak zorunlu mu? HGS otoyollarda daha seri bir şekilde ödeme yapmanızı mümkün kılan bir sistemdir. Ülkemizde uzunca süreden bu yana uygulan bu sistem pek çok farklı işlemi çok daha pratik bir hale getirmiştir. Bu durumun doğal sonucu olarak son zamanlarda bu sisteme dair soruların da sayısında bir artış gözleniyor. HGS etiketini cama yapıştırmak zorunlu mu? Sorusu da bu sorular arasında ilk sıralarda yer alıyor!

Otoyollar için hızlı geçiş sistemi, hızlı ama güvenli bir şekilde araç sürmenizi sağlayan bir sistemdir. Hızlı ulaşım sisteminin karayolları için önemi, insanların daha hızlı ve daha verimli seyahat etmesine olanak sağlamasıdır. Karayollarındaki trafik sıkışıklığının azaltılmasına yardımcı olur, bu da bir yere daha hızlı ulaşmak isteyen kişilerin trafik sıkışıklığına veya kazalara takılma endişesi duymadan bunu yapmasını kolaylaştırır. Ayrıca yollardaki araç sayısını azaltarak hava kirliliğini azaltır.

HGS sayesinde otoyollarda trafiğin akışı da çok daha seri bir şekilde olur.  Bilindiği üzere otoyolları kullandığımız zaman para ödemek durumundayız. Para ödeme işlemini de otoyolların girişinde yaparız. HGS sayesinde herhangi bir şekilde bu gişelerde beklemeden ödeme yapabilirsiniz. Bundan dolayıdır ki bu sistem her zaman tavsiye edilen yeni nesil bir uygulamadır. Peki, HGS etiketini cama yapıştırmak zorunlu mu? Evet, HGS etiketinizi aracınızın camına yapıştırmalısınız.

HGS etiketinizi aracınızın camına yapıştırmanız demek otoyol geçişlerinde herhangi bir şekilde beklemeden ödeme yapabilmenizi mümkün kılar. Bundan dolayıdır ki HGS etiketini aracınızın ön camına yapıştırmanız gerekir. Ancak kimi zaman doğrudan bu etiketi aracınızın camına yapıştırdığınız zaman çıkarırken leke olabilir. Bundan dolayıdır ki mıknatıslı özel aparatları kullanarak HGS etiketinizi ön cama yerleştirebilirsiniz.

HGS Etiketi Yok Plakadan Okur Mu?

Evet HGS etiketiniz olmasa dahi aracınızın plakası okunarak size bir fatura çıkartılır. Şayet HGS etiketiniz yoksa ve otoyol gişelerinden geçtiyseniz çıkıştaki gişelerden ödeme yapmanızı tavsiye ediyoruz. Bir şekilde çıkıştaki gişelerden de ödeme yapmazsanız 15 gün içerisinde de otoyol ücretini ödeyebilirsiniz. 15 günlük süre içerisinde de ödeme yapmazsanız cezalı bir şekilde ödemeyi gerçekleştirmek durumunda kalırsınız.

HGS Aracınızı otoyolda sürmenizi ve aynı zamanda başka bir şeride taşımanızı sağlayacak bir sistemdir. Siz otoyoldan geçtiğiniz zaman gerekli kontroller sistem tarafından yapılacaktır. Bu nedenle hiçbir şey için endişelenmenize gerek yoktur. Zamanla geliştirilen bu sistem; şu anda gelişiminin zirvesinde olan bir sistem olarak dikkatleri üzerine çekmektedir.

HGS hızlı geçiş sisteminin karayolları için önemi, sürüş deneyiminizi çok daha kolaylaştıracak olmasıdır. Otoyolda güvenli bir şekilde araç kullanmanız konusunda da bu sistemin üst düzeyde bir etkiye sahip olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz. Esasında bu durum biraz da teknolojinin gelişmesine paralel olarak daha da profesyonelleşen bir HGS sistemi sayesinde mümkün olmaktadır.

Karayolları için hızlı geçiş sistemi özel olarak yazılımcılar tarafından geliştirilen yeni ve yenilikçi bir kavramdır. Trafik akışını iyileştirmeye yardımcı olmak için mevcut yollarda kullanılabilen bir sistemdir. Sistem, her iki yönde hareket eden araçları algılamak için yol boyunca yerleştirilmiş sensörleri kullanarak çalışır.

Sinyaller daha sonra kavşaklardaki ve dur işaretlerindeki trafik ışıklarını kontrol eden yerdeki bir kontrol kutusuna gönderilir. Bu, arabaların geleneksel trafik ışıklarında olduğu gibi kavşaklarda veya dur işaretlerinde durup beklemeleri gerekmediği anlamına gelir. Bunun yerine, kendileri için güvenli olduğunda geçişlerine izin verilir. Böylece sürüş güvenliğinin üst düzeyde olması da mümkün olur.

HGS Etiketi Arabada Olmazsa Ne Olur?

Şayet arabanızda HGS etiketi bulunmuyorsa otoyol gişelerinden geçiş yaptığınız zaman sistem otomatik olarak plakanızı okuyacaktır. Siz giriş yaptıktan sonra bilgileriniz sisteme kayıt olacaktır. Otoyoldan çıkış yaptığınız zaman da sistem yine plaka numarası üzerinden bir kayıt işlemi yapacaktır. Böylece otoyol ücreti tarafınıza yansıtılır.

Eğer bu aşamada HGS etiketiniz var ancak arabanızda yoksa yine de otoyol ücreti HGS bakiyenizden düşer. Ancak HGS bakiyeniz de yoksa böyle durumlarda 15 gün içerisinde ödeme yapmak durumundasınız. Unutmayın şayet otoyol ödemesini yapmazsanız çok daha maliyetli cezalar ödemek zorunda kalabilirsiniz.

HGS sistemi trafik için oldukça faydalı olan bir sistemdir. Bu sistemin ana faydası, otoyollardaki tıkanıklığı azaltması, bu da insanların gitmeleri gereken yere eskisinden çok daha hızlı ulaşabilmeleri anlamına geliyor. Aynı zamanda daha az yakıt tüketimi anlamına gelir. Çünkü arabalar ışıklarda veya kavşaklarda sıralarının geçmesini beklemek için uzun süre rölantide beklemek zorunda kalmaz. Bu yazımızda HGS etiketini cama yapıştırmak zorunlu mu konusuna detaylarıyla yer verdik!

Araç periyodik bakım fiyatları 2023 yılı itibariyle güncellenmektedir. Araçlar açısından periyodik bakım son derece kritik bir işlemdir. Araç periyodik bakım fiyatları 2023 seçenekleri gündeme geldiği zaman markadan hatta modelden modele bile farklılıklar vardır. Bundan dolayı şayet aracınıza periyodik bakım yaptıracaksanız mutlaka detaylı bir araştırma yapmalısınız.

Aracınızı kullanmaya başlamadan önce genel bir kontrol yaptırmanız önemlidir. Bu, durumu hakkında kendinize güvenmenize ve gelecekte herhangi bir sorunun oluşmasını önlemenize yardımcı olacaktır. Periyodik bakım farklı süreçleri içine alan titiz bir çalışma alanı olarak karşımıza çıkar. Lastiklerin ve tekerleklerin incelenmesinden tutun da sıvı seviyelerinin kontrol edilmesine kadar farklı işlemler periyodik bakımın içerisinde yer alır.

 Araç periyodik bakımında Lastiklerinizin yan duvarlarında çıkıntı veya çatlak olmadığından emin olmanız gerekir. Şayet bir sorun varsa değiştirmeniz her zaman önerilir. Ayrıca kazalara neden olabilecek çatlak veya hasarlı tekerlek olup olmadığını da kontrol etmeniz gerekir. Aracınızın içindeki tüm sıvıların uygun seviyelerde olduğundan emin olmanız gerekir. Burada aşağıda sıraladığımız kontrollerin yapılması gerekir;

• Motor yağı
• Soğutma suyu
• Antifriz
• Fren sistemi
• Şanzıman
• Ön cam suyu
• Hidrolik direksiyon yağı
• Hava filtreleri
• Yağ filtreleri

Araç periyodik bakım konusunda kullanıcı el kitabı, marka ve modele bağlı olarak her bir sıvı türü için tavsiye edilen seviyeler hakkında bilgi içerecektir. Bu arada aracınıza gereksiz yere zarar vermemek için bu talimatlara dikkatle uymanız gerekir. Araç periyodik bakım fiyatları 2023 yılı seçeneklerin yapılacak olan işlemlere göre değişiklik gösterse de 2 bin TL ile 10 bin TL arasında bir periyodik bakımdan söz edebiliriz.

Dizel ve Benzinli Araç Bakım Fiyatları

Araç sahiplerinin düzenli bakıma ayak uydurmaları önemlidir. Dizel motorlar benzinli motorlardan daha dayanıklıdır ve eskisi kadar bakım gerektirmez. Ancak gelecekte sorun yaşamamak için daha fazla dikkat gerektirir. Her iki yakıt türüyle çalışan araçların kendine özgü bir çalışma sistemine sahip oldukları bilinmektedir.

Dizel Araç Bakım Fiyatları Ne Kadar?

Özellikle dizel araç sahibi olan veya kullananlar farklı kriterlere dikkat etmek durumundadır. Buna otobüsler, kamyonlar ve diğer araçlar dahildir. Dizel motorlar, benzinli motorlardan daha güçlü ve verimlidir, ancak daha sık bakım ve bakım gerektirirler. Bu adımları takip ederseniz, dizel motorunuzu yıllarca çalışır durumda tutabilirsiniz;

• Yağı düzenli olarak değiştirin
• Hava filtresini sık sık temizleyin
• Tüm sıvıların dolu olduğundan emin olun
• Yakıt sızıntısı olup olmadığını kontrol edin
• Kayışlarda ve hortumlarda aşınma olup olmadığını kontrol edin

Aracınızın hava filtresini yılda bir değiştirin. Ulaşmakta zorlanıyorsanız, arabanızı kendiniz yapmaya çalışmak yerine bir tamirciye götürün. Unutmayın hava filtreleri yanıltıcıdır! Çünkü birden fazla boyut ve şekil vardır ve bunlar araba markaları ve modelleri arasında değiştirilemez. Arabanız için hangi filtre boyutunun doğru olduğunu bilmiyorsanız, mutlaka profesyonellerden destek almalısınız.

Araç bakımı açısından motorunuzu olabildiğince temiz tutmaya özen göstermeniz her zaman önemlidir. Bu, motorda meydana geldikten sonra çıkarılması zor olan çamur birikmesini önlemeye yardımcı olacaktır. Soğutma suyu seviyesini kontrol etmeniz de gerecektir. Uygun seviyede olduğundan emin olmak için soğutma suyu seviyesini aylık olarak kontrol etmelisiniz. Düşük olduğunu fark ederseniz, uygun seviyeye ulaşılana kadar daha fazla soğutma sıvısı eklemelisiniz.

Dizen aracınız için üretici spesifikasyonları dahilinde olduğundan emin olmak için lastik basıncını aylık olarak kontrol etmeniz periyodik bakımın kritik aşamaları arasında yer alır. Sızıntı olup olmadığını kontrol etmek de gerekir. Bir sızıntı olabileceğinden şüpheleniyorsanız, hortumların ve radyatörlerin etrafındaki sızıntıları aylık olarak kontrol etmelisiniz. Araç periyodik bakım fiyatları 2023 yılında aracınızın modeline bağlı olarak değişecektir.

Benzinli Araç Bakım Fiyatları Ne Kadar?

Benzinli araç bakım fiyatları aracın özelliklerine göre değişir. Buradaki bakım işleminin son derece titiz bir süreci beraberinde getirdiğini ifade etmek gerekir. Benzinli araçlarda yağ seviyesini düzenli olarak kontrol etmek önemlidir. Bunu nasıl kontrol edeceğinizi bilmiyorsanız, bilen birine sorun veya çevrimiçi olarak okuyun. Performansını önemli ölçüde etkileyebilecek aşırı sıcak ve soğuk hava dahil tüm koşullar için test edildiğinden yalnızca önerilen yağı kullandığınızdan emin olmanız gerekir.

Tüm ışıkları kontrol edin ve düzgün çalıştıklarından emin olmanız benzinli araçlar için kritik bir etkiye sahiptir. Gerekirse ampulleri değiştirin ve sisli veya kirli görünüyorlarsa temizlemeniz de gerekebilir. Bir de diş derinliğini kontrol ederek ve yüksek hızlarda sürerken kazalara veya patlamalara yol açabilecek düşük kaliteli lastiklere işaret edebilecek herhangi bir kesik, çıkıntı veya başka hasar olup olmadığına bakarak lastikleri incelemelisiniz. Böylece Araç periyodik bakım fiyatları 2023 güncel listesine dair kapsamlı bilgilere yer verdik!

1 litre LPG benzin mazot kaç kilometre gider? Ülkemizde yakıt fiyatlarının yükselmesinden dolayı sürücüler farklı yakıt türlerine yönelmeye başlamıştır. Ülkemizde ki yakıt türleri;

• LPG
• Mazot
• Benzindir

Fakat sürücüler bilmelidir ki sadece yakıt türü değil araç kullanımı ve araçların taşıdığı özelliklerde oldukça önemlidir. Sürücüler tasarruf yapmak istiyorlarsa araçlarının bakımını ihmal etmemelidir. Çünkü tıkanan filtreler ya da bozulmuş sensörler aracın daha fazla yakmasına sebep olabilir. Yaz aylarında klimayı az çalıştırmakta tüketim konusunda etkili olacaktır. Araca uygun lastikler seçmek gereklidir.  Peki, 1 litre LPG benzin mazot kaç kilometre gider? İşte bu ve benzeri sorulara dair merak edilenlerin tamamı!

Araç hızlı kullanıldığı taktirde tüketeceği yakıt fazlalaşacaktır. Aynı şekilde aracı rölantide tutmakta gereksiz yere yakıt tüketir. Bunu önlemek için sürücüler start stop özelliğine sahip araçlar edinebilirler. Deneyimli olmayan sürücüler manuel yerine otomatik vites tercih ederlerse araç sürekli optimum viteste çalışacaktır. Haliyle yakıt tüketimi de düşecektir. Aracı sabit bir devirde tutmak daha az yakıt tüketmesini sağlayacaktır. Sürücü ani hızlanmamalı ve fren yapmamalıdır. Ayrıca Eco moduna sahip araçlar alınırsa şehir içinde seyahat çok daha uygun fiyatlara gelecektir.

1 Litre LPG Kaç Km Gider

Bütün koşullar normal olduğu taktirde 1 litre LPG ile araç 7 ila 8 kilometre kadar gidebilir. Ama trafiğin yoğun olduğu bir senaryo düşünelim.  Sürücü yakıt tasarrufun önem vermeden kullanırsa bu durumda araç şehir içinde 100 kilometrede 10 litreye kadar yakabilir. Tüm bu değerler aracına göre değişmektedir. Yaşlı araçlar her ne kadar bakımı yapılmış olsa da yorgundur. Bu araçların motoru tasarruflu bir şekilde çalışmaktan uzak olmaktadır. Bu durumda yakıt tüketimi yüzde 20 kadar daha artacaktır.

LPG takılmış 1.3 ya da 1.4 motora sahip araçlar en az yakan araçlar olarak tabir edilebilir. Bu araçlarda sürücü dikkat etmese de yakıt oranları yüksek olmayacaktır. Ama motor hacmi 1600 cc’nin üzerinde olan motorlarda yakıt tüketimi daha fazladır. 1 litre LPG ile 12 kilometre ancak gidecektir. 1800 cc ve üzerinde olan motorlara sahip araçlarda ise tüketim 14 litreye kadar çıkabiliyor. Özellikle ağır araçlarda çekiş gücü sorunu olabildiğinden değerler yükselmektedir.

1 Litre Benzin Kaç Km Gider

1 litre benzin ile kaç kilometre yapılacağı aracın motor özelliklerine göre değişiklik gösterecektir. Sürücüler kendi araçlarında 1 litre benzin ile kaç kilometre gidebileceklerini hızlıca bulabilirler. Öncelikle kilometreyi sıfırlamaları gerekir. Daha sonra belirli bir kilometre gittikten sonra yaktığı yakıt miktarına bakmalıdır. Bu iki değeri birbirine böldükten sonra 1 lire yakıt ile ne kadar gidebileceklerini bulabilirler. Sürücüler 1 litre kadar yakıtla ortalama 14 ila 15 kilometre kadar yol kat edebilirler.

Tabi ki sürücüler aracı hızlı kullanırlarsa yakıt çok daha erkenden tükenecektir. Ayrıca araç içinde ki kişi sayısı da tüketilen yakıtı oldukça etkilemektedir. Aracın ağırlığı arttıkça daha çok çekiş gücüne ihtiyaç duyacaktır. Haliyle aracın tüketeceği benzin miktarı da yükselecektir. Hava koşulları da tüketilen yakıtı etkiler. Yağmurlu ve karlı havalarda aracın yol tutuşu azalacaktır. Sürüşü zorlaşan araç çok daha fazla yakmaya başlar. Özellikle motorunun gücü aracı hareket ettirmeye yetmeyen araçlar yüksek tüketim yapacaktır.

1 Litre Mazot Kaç Km Gider

Dizel araçlarda kullanılan mazot LPG’den sonra uygun fiyatlı araçlar kategorisinde ikinci sırada yer almaktadır. Başta Avrupa olmak üzere pek çok ülkede dizel araçlar hem performanslı olduğundan hem de az yaktığından tercih edilmektedir. Bu araçlarda püskürtme sistemi bulunur. Haliyle yakıtı çok daha az tüketerek çalışabilir. Mazotun fiyatının ucuz olmasının yanında az yakması da sürücülerin oldukça hoşuna gitmektedir.  Sürücüler araçlarını dikkatli şekilde kullanırlarsa uygun fiyatlara seyahat etme şansı bulabilirler.

1,4 ya da 1.6 motora sahip bir dizel araç 100 kilometrede 4 ya da 5 litre kadar yakıt tüketecektir. Yani 1 litre ile sürücüler 20 kilometreye kadar gidebilirler. Eğer motorlarda turbo özelliği bulunuyorsa sürücüler daha düşük motor seçenekleri ile daha az yakıt tüketimi sağlayabilirler. Motorin ile çalışan son model araçlar gelişmiş kontrol yetenekleri ile optimum şartlarda çalışabilmektedir. Ama bu araçların hassas olduğu ve dikkatli şekilde kullanılmazsa büyük tamir masrafları çıkarabileceği de unutulmamalıdır. 1 litre LPG benzin mazot kaç kilometre gider? Konusunda merak ettiklerinize bu yazımızda yer verdik!

Plaka basım ücreti söz konusu olduğu zaman karşımıza farklı seçenekler çıkar! Her yıl değişen plaka değişiklik basım ücretleri bu yılda yenilendi. 2023 yılı itibariyle tek basım ücreti 80 TL olmuştur. Eğer iki plaka basılırsa sürücülerin vermesi gereken ücret 160 TL olacaktır. Plaka değiştirme ücreti ise 932,65 TL’ye yükselmiştir. Geçmiş dönemlerde sürücülerin plakalarını değiştirmek isterlerse bunun için Emniyet Genel Müdürlüğüne başvurmaları gerekirdi. Günümüzde bu konuda da değişikliğe gidilmiştir.

Artık sürücülerin bu işlem için notere gitmesi gereklidir. Üstelik geçmiş dönemde ki randevu alma uygulaması da değişmiştir. Artık istedikleri gibi notere gidip işlem yapabilirler. Sürücüler plakalarını değiştirmeleri bir kurala bağlanmamıştır. Ama bazı durumlarda sürücüler plakalarını değiştiremezler. Bunlardan birisi ödenmemiş MTV borcu bulunmasıdır. Bir diğeri ise aracın muayeneden geçememiş ya da hiç muayeneye girmemiş olmasıdır.

Eğer bu tarz bir sorun yoksa sürücüler aşağıda ki belgeleri teslim ederek değişiklik başvurusunda bulunabilirler.

• Nüfus cüzdanı
• Zorunlu trafik sigortası poliçesi
• Varsa aracın geçmişten kalma belgeleri ve değiştirilmiş plakaları
• Satış belgesi ya da geçici tescil belgesi

Bu belgelerle öncelikle değişiklik isteyen sürücü notere gider. Eski plaka notere verildikten sonra üzerinde alınacak olan yeni plakanın olduğu ilgili evrak alınır. Daha sonra bu evrak Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonuna başvurulur. Teslim edilen evrak doğrultusunda plakanın basımı gerçekleştirilir. Sürücüye teslim edilir. 

Plaka değişim işlemi pek çok sebeple yapılabilir. En bilindik neden aracın satılmasıdır. Bunun dışında yasalarla araç plaka standartlarının değiştirilmesi de sürücülerin yeni plaka çıkarmasına neden olabilir. İkinci el araçlarda plakanın çevre koşullarından dolayı okunamayacak hale gelmesi de değişim işlemi için bir sebeptir. Ayrıca şoförler kozmetik sebeplerle de plakalarını değiştirmek isteyebilir. Özel plaka ile araçlarını kişiselleştirmek isteyen sürücülerde bunun için notere başvurabilirler.

Bu işlemin geçmişe göre çok daha kolay bir şekilde yapıldığını söyleyebiliriz. Sürücüler araç alırlarken noterler yeni sürücüye plaka değişimi isteyip istemediğini sormaktadır. Eğer sürücü bunu olumlu cevaplarlarsa belgeyi uğraşmadan kolayca alabilirler. Plaka basımı da aynı şekilde hızlıca yapılabilmektedir. Sürücüler uzun süre beklemeden aynı gün içinde araçlarının yeni plakasını alabilmektedir. Plaka basım ücreti 2023 yılı itibariyle güncellenmektedir.

Plaka Basım Ücreti 2023

80 TL ile 160 TL arasında fiyatlar tutan plaka basımı tamamen sürücülerin isteğine göre yapılabilmektedir. Bu şekilde plakanın değiştirilmesi oldukça yüksek fiyatlara gelebilmektedir. Fiyatlar tamamen sürücülerin istediği plakaya göre değişiklik göstermektedir. Bilindik kısaltmalardan meydana gelen plakalar genelde pahalıya satılmaktadır. Daha kişisel kısaltmalar ise çok daha uygun fiyatlara gelmektedir. Özel plaka isteyenler bu durumu göz önüne alarak seçim yapması gerekir.

Özel plaka alımında öncelikle kişinin istediği plakanın kullanımda olup olmadığına bakılır. Bunun için Emniyet Müdürlüğünün kendi sitesi üzerinden kontrol yapılması gereklidir. Eğer plaka kullanımda değilse bu durumda kişi plakayı kendine ayırtarak başkasının alması engellenebilir. Kişi gerekli ücretleri ödedikten sonra plakasına kavuşabilir. Bulunduğu ilden farklı bir il koduyla plaka almak isteyen sürücülerde bulunmaktadır.

Ne yazık ki böyle bir durum mümkün değildir. Bunun için kişinin plaka almak istediği ilde ki noterde başvuru yapması gerekecektir. Plaka yenileme ve değiştirme işleminde aracın sahibinin bizzat notere başvurması lazımdır. İkinci el araç alımı sırasında bazı plakaların değiştirilmesi lazımdır. Genelde bu plakalar TÜVTÜRK’ün muayenesinde tespit edilir.  Bunlardan birisi APP plakalardır.

Bu plakalar standartlara uymayan ve yasal olarak yapılması yasak plakalardan biridir. Muayenede tespiti halinde ağır kusur olarak görülmektedir. Kötü niyetli olarak kullanılabilmektedir. Yine üzerinde damga bulunmayan plakalarda acilen değiştirilmesi gereken çeşitlerden birisidir. Genelde bu plakalar sahte çıkmaktadır. Bu nedenle şoförlerinde üzerinde damga olmayan plakaya sahip araçları alırken iki kere düşünmesi gereklidir. Plaka basım ücreti söz konusu olduğu zaman farklı dinamikleri dikkate almak gerekiyor.

Yine üzerinde vidalar olan plakalarda okuma güçlüğü çıkardığından artık muayenelerde kusur sayılmakta ve değiştirilmesi talep edilmektedir. Günümüzde artık plakalar silikon ile yapıştırılmaktadır. Her ne kadar bazı sürücüler bu şekilde montajı yapılan plakalara güvenmese de son uygulamalar bu şekilde yapılmaktadır. Son olarak kusurlu sayılan plakalar bir diğeri ise üzerinde ay yıldız bulunmayan çeşitlerdir. Üzerinde bu sembollerin olmadığı plakaların değiştirilmesi gerekir.

M sınıfı ehliyet hangi araçları kullanır? Motosiklet araçlara kıyasla kullanması daha dikkat gerektiren bir araçtır. Olası bir kazada sürücü çok ciddi yaralar alabilir. Bu nedenle sürücülerin bilinçli tecrübeli olması şarttır. Bunun sağlanması için motosiklet ehliyeti birkaç farklı gruba bölünmüştür. Yaş sınır ve araçların motor hacimlerine göre bölümlendirilmiş bu grupların en başında M sınıfı adını verdiğimiz grup gelmektedir. Peki, M sınıfı ehliyet hangi araçları kullanır? İşte detaylar!

Bu ehliyeti almak için 16 yaşından büyük olmak yeterlidir. Moped adı verilen ufak motorlar bu ehliyet ile kullanılabilmektedir. Araçlar 3 ya da 4 tekerli olabilir. Teker sayısı ile ilgili herhangi bir ayrım yoktur. Bu grup için alıştırma için planlanmış demek doğru olacaktır. Küçük yaşlarda motosiklet kullanmak isteyen deneyimsiz sürücü adayları böylece tecrübe kazanmış olurlar.

10 yılda bir yenilenmesi gereken M sınıfı ehliyet ile kullanılabilen Mopedler 45 kilometre hıza kadar ulaşabilmektedir. Ekonomik olarak da uygun araçlardır. Düşük fiyatlara piyasadan kolayca bulunabilir. Bu araçlarda trafik sigortası yaptırma zorunluluğu bulunmamaktadır. Aynı şekilde motorlu taşıtlar vergisine tabi değildir. Bu araçları sadece M sınıfı ehliyet sahipleri değil B sınıfı ehliyete sahip olanlarda kullanabilir.

Her ehliyet alımında olduğu gibi M sınıfı ehliyet alındığında da kişiler bir kursa kayıt olmak zorundadır. Kayıt işlemlerinde;

• 1 adet fotoğraf
• Diploma belgesi
• Araç sürebileceğini gösterir sağlık raporu
• Sabıka kaydı olmadığını gösteren belge

Gereklidir. Sabıka belgesi kursa değil Motorlu Taşıtlar Sürücü Kursları kurumuna ibraz edilir. Türkiye’de uzun süreler kalacak olan yabancı kimseler bu belgelerin yanında pasaportlarının Türkçe tercümesini, vize yada ikametgâh örneklerini de vermek zorundadır.

Adaylar aynı normal ehliyet sınavında olduğu gibi teorik ve pratik eğitim alırlar. Ardından sınavlara girip en az 70 puan almaya çalışırlar. Teorik sınavın ardından başarılı olan adaylar pratik sınava girerler. Burada neler yapabildiklerini gösteren sürücüler geçer not aldıklarında kuşlarından sürücü sertifikası almaya hak kazanırlar.

Daha sonra bu sertifika ile Nüfus Müdürlüklerinden ehliyetlerini alabilirler. Adaylar bir kere başvuru yaptıktan sonra 4 kere sınava girebilirler. Eğer başarı sağlayamazlarsa bu durumda aynı süreci yeniden tekrarlamaları gerekir. Burada sürece dair profesyonel bir destek almanız her zaman tavsiye edilir. Ancak bu sayede hızlı bir şekilde sonuç elde etmeniz mümkün olur.

M Sınıfı Ehliyet Ne Kullanabilir?

Yakıtla çalışan motora sahip araçlarda 50 santimetreküp, elektrikle çalışan araçlarda 4 kilovatı geçmeyen motor sahip mopedler bulunmaktadır. Bunlar M sınıfı ehliyet ile kullanılabilir. Bu tarz araçlar özellikle kırsal bölgelerde işe yaramaktadır. Bu noktalarda araç trafiği daha az olduğundan güvenli şekilde kullanılabilir. Kırsal konumlarda yaşayan aileler çocuklarının daha rahat ulaşım sağlaması için bu araçlardan temin edebilirler.

Fakat şehir içinde bu tarz araçları kullanmak riskli olabilir. Akan trafik içinde eğer bisikletler için özel yollar ayrılmışsa motora sahip bisiklet olarak adlandırabileceğimiz mopedler kullanılabilir. Fakat böyle ayrılmış yollar yoksa sürücü düşük hızla hareket ederken trafiğe ayak uyduramayarak sorunlar yaşayabilir. Motorlarda olduğu gibi bu araçlarda da güvenlik önlemleri alınması elzemdir.

Bu araçlar kısa mesafeleri kat etmek için oldukça uygundur. Özellikle dar sokaklara sahip küçük il ve ilçelerde sürücülerin hızlı şekilde hareket etmesine imkân verir. Fakat şehirler arasında seyahat etme konusunda bu araçlar tavsiye edilmemektedir. Çünkü hızları düşüktür. Haliyle yol gereksiz şekilde uzayacaktır. Ayrıca konforu yüksek olmadığı için sürücüler rahatsız bir seyahat yaşayacaktır.

Yüksek performanslı araçlar değildirler. Uzun süre çalışmaları sonucunda parçaların ısıdan dolayı arıza vermesi olasıdır. Yani sürücülerin araçlarını çok zorlamaması tavsiye edilmektedir. İki tekerli olan mopedler sıklıkla kullanılmaktadır. Bu konuda öncü markalara bakacak olursak Mondial, Falcon markalarının modellerinin ön plana çıktığını görebiliriz. Markalar genelde klasik bir Moped görüntüsünde araçlar üretmektedir.

Bu nedenle ortaya şık görünüme sahip modeller çıkmaktadır. Sürüş güvenliğine önem verdikleri için sundukları araçların frenleme sistemleri de oldukça etkilidir. Sürücülerin şikâyet ettikleri konular genelde depolama üzerine olduğu için markalar araçlarında torpido, koltuk altı bagajı gibi depolama noktaları oluşturmaktadırlar. Ayrıca oturma kısımlarında daha ergonomik ürünler kullanıldığından sürücüler daha fazla rahat ediyorlar. Böylece M sınıfı ehliyet hangi araçları kullanır? Hakkında merak edilen tüm ayrıntılara yer verdik!

Araba soğukta çalışmıyor sorunu araç sahipleri açısından can sıkıcıdır! Aracın motorunun çalışabilmesi için yakıta ihtiyacı vardır. Motor basınçlı hava ile çalışmaz. Bu nedenle sistemde yakıt yoksa yanma olmaz. Bu, motorun dönmesini ve çalışmasını önler. Bu durum soğuk havalarda sıklıkla karşımıza çıkar. Soğuk havalarda araba çalıştırırken, depoda yeterince benzin olup olmadığını kontrol etmek önemlidir. Aksi takdirde arabanızı çalıştırmadan önce ısınmasını beklemeniz gerekecektir. Bu, dışarının ne kadar soğuk olduğuna bağlı olarak biraz zaman alabilir.

Sıcaklık donma noktasının altına düştüğünde, arabayı çalıştırmak sorun olabilir. Motor dönmeyebilir veya dönerse stop edebilir. Bunun nedeni motorun düzgün yanması için yeterli yakıt ve havayı alamamasıdır. Çünkü yanma işleminin gerçekleşmesi için belirli bir sıcaklık derecesi gerekir. Bu sıcaklık değerinin altında bir yakıt durumunun ortaya çıkması; aracın çalışmamasına neden olur. Tam da bu noktada araba soğukta çalışmıyor sorunuyla sıklıkla karşımıza çıkması mümkün hale geliyor.

Soğuk bir motor çalıştırıldığında, yanma odasında yakıt ve hava karışımını düzgün bir şekilde tutuşturmak için yeterli ısı yoktur. Soğuk havalarda araba çalıştırmak zor olabilir. Ancak bunu çok daha kolay hale getirmek için atabileceğiniz bazı adımlar vardır.  Çok soğuk havalarda çalıştırmayı denemeden önce motoru ısıtmak için aracınızı düzenli aralıklar halinde çalıştırın.

Soğuk havalarda aracınızı çalıştırırken; aracınızın ayarlarını tutun ve kış sürüşü için uygun lastik basıncını korumaya dikkat edin. Bu, performansı artıracak ve çok soğuk havalarda aracınızı çalıştırırken stop etmesini önlemeye yardımcı olacaktır. Böylece aracınızın soğuk havalarda daha hızlı bir şekilde çalışıyor olması da mümkün hale gelir.

Çok Soğuk Havada Araba Neden Çalışmaz?

Soğuk hava araba çalıştırmayı zorlaştırır. Özellikle aracınızın aküsü bitmişse çalışmayacaktır. Çalıştırmak için motor yakıt hatlarından yakıt pompalıyor olmalıdır. Sağlıklı bir aküde düşük şarj durumu, düzensiz çalışmaya veya hiç başlamamaya neden olabilir. Akü terminalleri ve kablolar arasındaki zayıf bağlantılar da benzer sorunlara neden olabilir. Bağlantılar temiz ve sıkıysa ve hala başlamıyorsa, sorun sistemin başka bir yerindedir.

Kışın araba çalıştırmak bazılarımız için sorun olabilir.  Soğuk havalarda arabaların çalışmamasının nedeni motor yağının çok kalın olmasından olabilir. Kışın motor yağı havadan daha fazla su emdiği için kalınlaşır. Daha kalın yağ, motorun dönmesini zorlaştırarak fazla çalışmamasına veya düzgün çalışmamasına neden olur. Bu durumu önlüyor olmanız aracınızın soğuk havalarda daha kolay bir şekilde çalışmasını mümkün kılar.

Araba soğukta çalışmıyor sorunu çözmek için motor yağınızı daha ince ve soğuk havalarda donma olasılığı daha düşük olan sentetik yağ ile değiştirmelisiniz. Ayrıca, acil bir durumda aracınızı çalıştırmak için yeterli gücü üretebilmesi için akü şarj cihazınızı her zaman dolu ve şarjlı tutmalısınız. Ancak bu sayede aracınızı hızlı bir şekilde çalıştırmak konusunda herhangi bir sorun yaşamazsınız.

Kış Aylarında Araba Nasıl Çalıştırılır?

Arabanız soğuk havalarda çalışmıyorsa bunun birkaç farklı nedeni olabilir. Aracınızı kışın çalıştırmak için aklınızda bulundurmanız gereken birkaç şey vardır. Öncelikle, yolculuk için yeterli yakıtınız olduğundan emin olmanız gerekir. Özellikle yola çıkmadan önce yeterli yağ ve soğutma sıvısına sahip olmanız da önemlidir. Soğuk havalara ve kar fırtınalarına çıkmadan önce tüm sıvıların tamamlandığından emin olmalısınız.

Fırtınalar veya yoğun yağışlar sırasında görüşü sağlamak için yeterli ön cam silecek suyuna sahip olduğunuzdan emin olmanız gerekir. Bu, kazaların önlenmesine yardımcı olabilir. Çünkü sürücülerin diğer arabalara veya yoldaki telefon direkleri veya ağaçlar gibi nesnelere çarpmamaları için yeterince iyi görmelerine olanak tanır. Araba soğukta çalışmıyor sorunun çözümü için farklı ürünler de bulunuyor. Burada ürün tercihlerine dikkat ediyor olmanız gerekir.

Kış, bir arabalar için en iyi zaman değildir. Hava soğuk ve yollar kaygan, bu da sürüşü daha da zorlaştırıyor. Donmuş kilitler veya camlar, patlak lastikler ve hatta bitmiş bir akü ile uğraşmak zorunda kalabileceğiniz için kış havasında araç kullanırken ekstra dikkatli olmalısınız.

Arabanız kışın çalışmazsa, bunun nedeni büyük olasılıkla soğuk hava ve bunun aracın bileşenlerine olan etkisidir. Böyle bir durumda motoru çalıştırmadan önce akünüzün tamamen şarj olduğundan emin olmalısınız Akünüzün ne kadar şarjı kaldığını bilmiyorsanız, bir tamirciye götürün veya kontrol etmesini istemelisiniz. Motorunuzda yeterli yağ olup olmadığını kontrol edin ve temiz olduğundan ve çalıştırma sırasında sorunlara neden olabilecek herhangi bir kalıntıdan arınmış olduğundan emin olmanız gerekir.

Tesla Model X kendine özgü özellikleriyle dikkatleri üzerine çeken bir model olarak ön planda yer alıyor! Elektrikli araç denilince akla ilk gelen markalardan birisi olan Tesla SUV tarzında bir araçtır. Geniş bir araç olması sebebiyle aileler tarafından tercih edilmektedir. Orta gelir grubuna hitap etmesi sebebiyle de geniş bir alıcı grubu bulunmaktadır. 4 kapılı olan bu model şık ve sade dış ve iç ile de göz doldurmaktadır.

Tesla markasının diğer modellerine göre menzili daha düşüktür. Fakat bu haliyle bile birçok markayı geride bırakmaktadır. Motor gücü olarak fosil yakıtlı araçları aratmamaktadır. Hızlanma süresi etkileyicidir. 2,6 saniyede 0’dan 100 kilometreye çıkabilir.

Sessiz bir şekilde çalışan aracın hızlanma ve yavaşlama sırasında da en ufak sarsıntısı olmamaktadır. Bu yönüyle aracın konforlu olduğu söylemek mümkündür! Aracın direksiyon yüksekliği ve süspansiyonları ayarlanabilir olarak tasarlanmıştır. Sürücüler en rahat ettikleri şekilde kişiselleştirme yapabilirler. Tesla Model X son zamanlarda adından sıklıkla söz ettiriyor!

Tesla Model X Tasarımı

Uzunluğu 5 metrenin üzerindedir. Genişliği ise 1,9 metredir. Yerden yüksekliği de 1,6 metredir. Bu özellikleri ile kabin hacmi 2,5 litrenin üzerindedir. Sürücüler heybetli bir araç olması sebebiyle Model X’e mesafeli durmaktadır. Ama araç gelişmiş özellikleri ile sürücülerin işini kolaylaştırmakta ve bu olumsuz yönünü de başarıyla kapatmaktadır.

Arka kamerası park etmeyi kolaylaştırmaktadır. Sürücüler isterlerse park asistanından da yararlanabilirler. Çarpışma önleme, şerit takip gibi özellikleri ile araç güvenlik konusundan da tam not almaktadır. Bu özelliklerinin yanında multimedya özellikleri bakımında da gelişmiş olduğunu da söyleyebiliriz. Gerçek zamanlı trafik bilgilerini alıp sürücülere iletebilir. Telefonla eşleşip bütün özelliklere erişme imkânı verebilir. Ayrıca kablosuz şarj özelliği de vardır.

Dijitalleşmenin son noktası diyebileceğimiz özelliklere sahip olan modelin ön kısmında yer alan ekrandan her şeyi kontrol etmek mümkündür.17 inç dev ekran üzerinden sürücü kapıları bile açıp kapatabilir. Sade bir tasarım elde etmek için kullanılan geniş ekran daha sonra birçok markanın iç dizaynına ilham vermiştir. Şaşırtıcı özelliklerden bir diğeri ise güncelleme ile programının sürekli olarak geliştirilmesidir. Sürücüler araca bindiklerinde yeni bir özelliğin geldiğini görebilirler.

Tesla Model X Fiyat

Ülkemizde oldukça yüksek fiyatlara bulunabilen Model X yurtdışında çok daha uygun fiyatlıdır. Ülkemizde henüz resmi olarak satışı yoktur. Ama Tesla Model X Amerika’da 112.590 TL’ye satılmaktadır. Ülkemizde geldiğinde ise fiyatı 4,3 milyon lira civarında olacaktır. Modelin Plaid versiyonu ise 130.500 dolara satılmaktadır. Ülkemizde ki fiyatı ise 5 milyon liranın üzerinde olacaktır.

Araca eklenebilecek bazı opsiyonlarda bulunmaktadır. Bunlardan sürücülerin en çok tercih ettiği otonom sürüş özelliğidir. Yurtdışında 6.000 dolar karşılığında bu özellik açılmaktadır. Aracın tamamen otonom hale gelmesini isteyenlerse 12 bin dolar ödemelidir. Aracın iç genişliği koltuk sayısını artırmaya müsaittir. 6 kişilik koltuk isteyenler 6500, 7 kişilik oturma düzeni isteyenler ise 3500 doları gözden çıkarmalıdır.

Aracı birçok farklı şekilde şarj etmek mümkündür. İsteyenler Tesla şarj istasyonlarını kullanabilirler. Evlerinde şarj işlemini yapmak isteyenler ise 400 dolara duvar konektörü alabilirler.  Mobil konektör içinse 200 dolar daha ödemeleri gerekecektir. Bunlar haricinde aracın kişiselleştirmek de mümkündür. Sürücüler jantları büyütebilir ya da iç tasarımın rengini değiştirebilirler.

Tesla Model X Menzili

Menzil konusunda oldukça başarılı olan ve her geçen sene kendini daha da geliştiren Tesla Model X’in iki farklı modeli bulunmaktadır.  Long range modeli tek şarjla 580 kilometre gidebilmektedir. Plaid versiyonu ise 547 kilometre kadar gidebilmektedir. Bu değerler nominal şartlar altında aracın sunduğu değerdir. Menzil

• Aracın hızına
• Arazi şartlarına
• Yük miktarına göre değişiklik gösterebilmektedir.

Tesla Model X Kaç Saatte Şarj Olur

Farklı şarj tiplerine göre modelin şarj süreleri de değişiklik göstermektedir. Aracın takılabileceği iki farklı şarj cihazı bulunmaktadır. Alternatif akım ile şarj edilirse 16.5 kilovat elektrik yükü ile 7 saatte tamamen şarj olmaktadır. Doğru akım ile beslenen bir bağlantı noktasına araç takılırsa 250 kilovat elektrik yükü ile araç yarım saatte tamamen şarj olabilmektedir.

Araç evde standart prize takılıp şarj edilirse 2,3 kilovat elektrik yükü ile araç 48 saat civarında tamamen şarj olacaktır. Tabi yöntem araç sahipleri hiçbir şarj istasyonu bulamadığında denenebilecek bir yöntemdir. Tesla Model X pek çok farklı özelliğiyle dikkatleri üzerine çektiğinden son zamanlarda adından sıklıkla söz ettiriyor.

ZF şanzıman kullanan araçlar uzunca süreden bu yana gündemde yer alıyor. Özellikle Alman firmaları bu tarz şanzımanlarla ön plana çıkıyor. Alman firmaları araç üretimi konusunda oldukça gelişmiştir. Yenilikçi bir bakış açısıyla üretim yapan bu firmaların bazıları yüzyılı devirmiştir. Bu firmalar arasında bulunan ZF firması birçok sürücü tarafından bilinmektedir. Çünkü zamanında oldukça ses getirmiş bir şanzıman tasarımını ortaya koymuşlardır. Peki; ZF şanzıman kullanan araçlar nasıldır? İşte ayrıntılar!

ZF firmasının isminin açılımı Zahnard Fabriktir. Türkçeye çevirdiğimizde Dişli Firması gibi anlama gelmektedir. Firmanın geçmişine baktığımızda otomobillerle ilgisi olmadığını görüyoruz. Firma esasen uçaklar için dişli üretimi gerçekleştirmekteydi. Daha sonra sektör değiştirmeye karar veren firma uzmanlık alanından çok şaşmadan neler yapabileceğini araştırmaya başladı. Ve dişli sistemlerine sahip olan şanzımanlar üzerine çalışmaya başladı.

ZF Şanzıman Kullanan Araçlar Nasıldır?

ZF şanzıman kullanan araçlar üst düzeyde bir performans ortaya koyabiliyor. ZF firması dünya genelinde ün yapan bir marka olarak dikkatleri üzerine çekiyor. Bu firma ilk önce bir motor üretme denemesi yaptı. Bu motor 8 beygir güç üretebilen zamanına göre oldukça iyi bir üründü. Firmanın tanınmasını sağlayacak olan şey ise motor değil 65 ‘li yıllarda ürettikleri şanzıman oldu. Bu tamamen otomatik sisteme sahip bir üründü. İlk olarak BMW ve Peugeot markalarının bazı modellerine entegre edildi. Şanzımanın verimliliğini ve kalitesini gören diğer firmalarda bu ürünü araçlarında kullanmak istediler. Aston Martin gibi lüks markalar imza modellerinde bu şanzımanı kullandılar.

Ürün sağladığı performansın yanında oldukça uygun yakıt tüketimi sunması ile beğenileri kazandı. Şanzımanın temel çalışma mantığına baktığımızda çok kompakt bir ürün olmadığı görülüyor. Firmanın yaptığı asıl yenilik normal şanzımanlara kıyasla daha fazla dişli içeren bir tasarım yapması oluyor. Böylece çok daha fazla vites geçişi yaratılabiliyor. Araç bu sayede yüksek devirlere çıkmadan da hızlanabiliyor. Bu özellik aracın daha az yakıt tüketmesine olanak veriyor. Ayrıca vites geçişleri daha az aralıklı oluyor.

Hatta bazı sürücüler aracın seri vites geçişlerinden, sürüş hissi yok diye şikâyet bile edebiliyor. Sunduğu özelliklerle ünlenen şanzıman sayesinde firma adını dünya çapında duyuruyor. Günümüzde firma hala faaliyetlerine devam ediyor. Bilindik birçok firma ekonomik olması ve sürüş güvenliğine önem vermesi nedeniyle markanın şanzımanlarını araçlarında kullanıyor. ZF şanzıman kullanan araçlar yeni nesil çözümler konusunda da iddialı bir konumda yer alıyor.

ZF Şanzımanlı Arabalar

ZF markasının sunduğu şanzımanlar birkaç farklı versiyona ayrılıyor. Bunlardan birisi çift kavramalı otomatik şanzımanlar. Diğer ise içerisinde tork konvertörü bulunan ve 8 ileri vitesi bulunan şanzımanlar. Sonuncusu ise 9 ileri vitesli ve tork konvertörü bulunan şanzımanlar. Bunların kullanıldığı modeller ise şu şekildedir.

• Porsche
• Alfa Romeo
• Volkswagen
• BMW
• Maserati
• Rolls Royce
• Honda
• Fiat
• Jeep

Çift kavramalı şanzımanlar genelde spor araçlarda kullanılmaktadır. 8 ileri vitesli olan şanzımanlar ise arazi araçlarında ve arkadan çekişli modellerde kullanılmaktadır. 9 ileri vitesli olan şanzımanlar ise önden çekişli araçlarda kullanılmaktadır. Ülkemizde de şubesi bulunan bu şanzımanın tercih edilme sebeplerinden birisi de yaygın bayi ağıdır. Olası bir arıza durumunda sürücüler zorlanmadan yedek parça ve tamir imkânı bulabilmektedir. Şanzımanlarının uzun süre bozulmadan çalışabileceğini iddia eden firma ayrıca müşterilerine ücretsiz bakım gibi bazı hediyelerde sunuyor.

Sürücüler bakıma gittiklerinde öncelikle araç cihazlara bağlanarak olası sorunlarının neler olduğuna bakılıyor. Eğer herhangi bir sorun varsa parça değişimi ile ilgili sürücüye bilgi veriliyor. Araçta herhangi bir arıza yoksa balatalar gibi önemli parçaların kontrolü gerçekleştiriliyor. Böylece sürüler araçlarının bozulma ihtimalinden endişelenmeden rahatlıkla kullanabiliyor. ZF şanzıman kullanan araçlar performans konusunda da ideal bir etkiye sahiptir.

Ayrıca farklı versiyonlarının bulunması ise farklı tasarımlarda ki araçlara uyarlanmasını kolaylaştırmaktadır. Alman araç üreticileri ile çalışmaya başlayan firma günümüzde Honda ve Dacia gibi farklı markalara bile ürün temin etmektedir. Buna rağmen şanzımanların sevilmeyen bazı yönleri de bulunmaktadır. Bunlardan birisi vites geçişlerinin şiddetli olmasıdır. Özellikle araç hızı yüksek değilken sarsılabiliyor. Bu duruma alışana kadar sürücüler oldukça rahatsız oluyor. Ama alıştıktan sonra birçok sürücü şanzımandan duydukları memnuniyeti dile getiriyorlar.

Şanzıman teknolojinin nimetlerinden fazlaca yararlandığı için ilerleyen yıllarda bu sorunun da çözüleceği düşünülüyor. Kısaca şanzıman sarsıntılarına alışabileceğini düşünen sürücüler ZF şanzımana sahip araçları tercih edebilirler. Uzun süreler sorunsuz şekilde çalışabilecek dayanıklılığa sahip olan şanzıman sürücüleri yarı yolda bırakmayacaktır.

Motor torku nedir? Şoförlerin araç alımında tercihleri değişmektedir. Kimi sürücüler araçlarının konforlu olmasını ister. Kimi sürücüler ise araçların yüksek performanslı olmasını isterler. Performans isteyen sürücüler için iki değer önemlidir. Bunlar tork ve beygir gücüdür. Bu iki değer birbirine oldukça karıştırılmaktadır. Fakat aslında bu değerler birbirinden oldukça farklıdır. Tork için kısaca aracın toplam çekiş gücü denilebilir. Eğimli arazilerde ve zorlu yollarda aracın kolayca yolu kat etmesini sağlar. Beygir gücü ise aracın hızlanmasıyla ilgilidir. Sürücünün düz bir yolda ne kadar yüksek hızlara çıkabileceğini belirler.

Tork ölçümlerinde kullanılan birim Nm yani Newton metredir. Bu birimin kullanılmasının temel sebebi aracın dairesel hareketlerle ilerlemesidir. Tekerlere gönderilen güç aksın dönmesi ile iletilir. Tekerler dönerek hareket eder. Yani araç için döngüsel hareketlerin önemi büyüktür. Haliyle tork ölçümlerinde Nm birinin kullanılması en doğru sonucun alınmasını sağlamaktadır. Tork gücüne genelde günlük kullanım araçlarından çok arazi araçlarında önem verilir. Aracın daha yüksek tork gücüne sahip olması için özel aks tasarımları bile yapılabilmektedir.

Araçlarda Motor Torkunun Yararları Nelerdir?

Motor torku nedir? Motor torku neden araçlar için önemlidir? Günlük araçlarda torkun yararlı olduğu noktalar ise şu şekildedir;

• Araç çok daha çabuk yüksek hızlara çıkabilir
• Yük altında araç çok daha efektif bir şekilde çalışır
• Aracın gücünü tüketen özellikler çalışırken aracın çekiş gücü düşmez
• Şehirdeki yokuş alanlarından araç kolayca çıkabilir.
• Vites geçişleri çok daha hızlı olur.
• Yakıt tüketimi daha az olur.
• Araç çok daha hızlı tepki verebilir.

Günlük araçlarda 200 Nm tork gücü olması yeterli olacaktır. Araçların tork gücü hesaplanırken krank milinin dönüş sayısı baz alınmaktadır. 1 dakika içinde mil ne kadar dönerse bu değer aracın tork değerini belirler. Aracın tork değerleri artırılmak istenirse krank miline müdahale edilmesi gerekir. Piston kolunu uzatmak aracın torkunu artırmakta etkili olacaktır. Örneğin dizel araçlar bu kola daha uzun olduğundan tork değerleri benzinli araçlardan daha yüksek olmaktadır.

Dişlilerin yerlerini değiştirmekte bu noktada yapılabilecek davranıştır. Dişlilerin çaplarını değiştirmekte aracın torkunu yükseltecektir. Tam da bu kapsamda araçlarda tork son derece kritik bir öneme sahip olan bir etmek olarak dikkatleri üzerine çekiyor. Bütün bu bilgiler ışığında Motor torku nedir? Dahası araçlarda tork neden önemlidir? İşte bu sorulara dair merak edilenler!

Araçlarda Tork Nedir

Sürücüler araç alırken genelde uygun yakıt tüketimine sahip olması amacıyla dizel araçları seçebilmektedir. Pek çok sürücü dizel araç alırken aslında yüksek tork gücüne sahip bir araç aldıklarının farkında değildir. Aslında bu araçların uygun yakıt tüketimlerine sahip olmalarının bir diğer sebebi de tork olarak yüksek değerlere sahip olmalarıdır. Benzinli araçlarda düşük devirlerde vites atlamak aracı boğar. Bu nedenle sürücüler daha çok gaz vererek aracın devrini yüksektirler.

Dizel araçların ise tork üretme gücü daha yüksektir. Bu sayede düşük devirlerde bile vites atmak aracı boğmaz. Bu durum sürücünün aracı daha sakin ama performanslı şekilde kullanmasına imkân verir. Haliyle sürücünün tatmin olduğu bir sürüş yaşanır. Tabi ki bu durum benzinli motorların kötü olduğu anlamına gelmemelidir. Eğer sürücü yakıt tüketimini önemsemezse benzinli motorlarla da yüksek tork değerleri alabilir.  Özellikle uzun yolda benzinli motorlar devir yükseltirler.

Haliyle çok daha atak bir şekilde çalışabilirler. Ama sürücüler aracın oldukça fazla yakıt harcayacağını da bilmelidir. Yüksek tork gücü isteyen sürücüler arazi araçları ve SUV araçlara yönelebilirler. Normal araçlarda tork gücü 180 ile 200 Nm arasında değişmektedir. Bu araçlarda ise tork gücü 1000 Nm’lere kadar çıkabilmektedir. Yine tork olarak güçlü araçlar arasında tırlar ve kamyonetler yer almaktır. Bu araçlar yük taşıması amacıyla yapılmaktadır.

Zorlanmamaları içinde yüksek tork güçlerine ihtiyaç duyarlar. Haliyle bu araçlarda kullanılan motorlar ve akslar en yüksek tork güçlerini üretmek için özel olarak dizayn edilir. Beygir gücü ve tork gücü birbirini tamamlayan iki farklı değerdir. İkisi de araç için oldukça önemlidir. Bunlardan birinin düşük olması durumunda araç oldukça hantallaşacaktır. Bu nedenle sürücülerin araç alırken beygir gücü ve tork gücünün dengeli olduğundan emin olmalıdır.

Günlük araç alırken bile bu değerlere bakılmalıdır. Çünkü değerler sadece performans isteyen sürücüleri ilgilendirmez. Böylece detaylarıyla birlikte Motor torku nedir? Sorusuna detaylı bir şekilde yanıtlar vermiş olduk!